26 Eylül 2011 Pazartesi

Uluslararası yemek gününden sonra uluslararası dil günü ( International Languages Day)


       Kısa bir aradan sonra tekrar yeni bir özel gün sebebiyle yazıyorum:) Bugünün anlam ve önemi şuydu;  birçok farklı ülkeden gelen öğrenciler bugün kendi ülkelerinin yemeklerini ve kültürlerini tanıttılar. Çok fazla katılımcı ülke yoktu ama bence yine de olabildiğince zengindi. Bayraklar, yemek kokuları, içecekler, fotoğraflar, süsler,çikolatalar,danslar  ve daha  aklıma gelmeyen birçok şeyle harmanlanmış güzel ve anlamlı bir gündü sanırım.
       Önceki gün heyecanla Falun sokaklarında Türkiye'ye has tadlar aramaya çıktık ve karşılaşıklarımız beklentimizden de fazlaydı:) Türk lokumu, baklava, yaprak sarma,helva, şehir merkezinde kurulan pazarda karşılaştığımız Adanalı pazarcılar sayesinde Nuh'un Ankara makarnası ve Marmarabirlik zeytinleri bile İsveç'in bu küçük şehrinde gördük.
      Bugünün menüsünü şöyle hazırladık:
-Kısır
-Ayran
-Yaprak sarma
-Ev ekmeği
-Helva
-Lokum

       Ayrıca elimizde bize has sayılacak ne varsa koyduk:) Yazma, Hemşin Patiği,Türk bayrağı,Trabzonspor forması:) Türkiye'nin çeşitli illerinden fotoğraflar, görmelerini isteyip de imkan kısıtlığından dolayı gösteremediğimiz bir çok şeyin de fotoğraf çıktısını alıp sergiledik. Arka fonda müziklerimiz de eksik değildi. (Tulum, zurna,ankara havası, sertap erener'e Eurovision'da birincilik getiren Everyway That i Can parçası ve Tarkanımız'ı da unutmadık elbette;)     )
Ayrıca kısa bir slaytla Türkiye ile ilgili kısa bilgiler hazırladık.
 
      Sonunda masamızı donattık, müziklerimizi çaldık ve ''Welcome to Turkey'' demeyi bekledik:) Gerçekten de masamıza beklediğimden de fazla ilgi gösterdiler.Zaten bir Çinlilerin birde bizim masamız oldukça zengin ve eğlenceliydi. Horon ve halayla da ilgiyi üstümüze çekmeyi başardık tabi ki de :))
Bu arada öyle hatırlıyorum ki okulda görevli olan bir kameraman ve muhabir bizimle röportaj yaptı.
      Avrupa'lıların çoğu ayranı biraz zorlanarak içti, bazıları çok beğenirken bazıları gerçekten beğenmedi:) Sanırım nasıl bize onların bazı yiyecekleri ağza atılmayacak kadar kötü geliyorsa onlara da ayranımız öyle geldi. Ama günün sonunda ayrandan da eser kalmadı, diğerlerinden de eser kalmadığı gibi.
Kısır ve yaprak sarmayı kapış kapış yediler. Yine aynı şekilde lokum ve helvayı da çok beğendiler. Ekmeği bizim yaptığımızı duyanlar da çok şaşırdı, ekmeğimiz de sevilerek yendi.
      Elbette  diğer ülkerin yiyeceklerinin de tadına baktık. İlk başta söylemek istediğim Çinlilerin çayları ! Yeşil çay ve papatya çayı hazırlamışlardı ve  tek kelimeyle harikaydı. 3 bardak Çin çayı içtim , gerçekten çok lezzetliydi.Ayrıca Çince harfleri yazmayı denemek isteyenler için geleneksek bir fırça ile kağıt koymuşlardı. Söylediklerine göre benim denemem gerçekten çok iyiymiş;)  Daha sonra adımı Çin harfleriyle yazdırdım onlara.
      Sonra Fransızların masasına geçtim ve onların peynirlerinin tadına baktım.Bunu da tek kelimeyle ifade edersem eğer, iğrençti !!! Yutamadım bile, çaktırmadan çöp kovasına doğru ilerledim...
       İtalyanlar çok lezzetli bir kanepe hazırlamışlardı; kızarmış ekmek üstüne domates,soğan,ton balığı ve özel bir sostan olan karışımı koymuşlardı onu da beğendim güzeldi.
      Almanlardan şekerli ekmek üstüne sürülmüş Nutella yedim:D Nutella burada çok pahalı hazır bulmuşken kaçırmayayım dedim ve tekrar gidip yedim :D
     Avusturya'dan gelen kızlar ise bir çeşit börek hazırlamışlardı, ama içindekiler hafif tatlı, mayhoştu. Sanki böreğin arasına elmalı turnanın üzerine hazırlanan karışımdan koymuşlardı. Beğendim onu da güzeldi.
    İsveç'lilerin masasına sadece yanaşmakla kaldım ilkinde çünkü onların yiyecekleri daha çok sos tarzında ve domuz etli ürünlerdi daha sonra İsveç köftesi dedikleri Köttbullar 'ın tadına bakayım dedim ama sanırım pişmemişti:S Yani İsveç  yemekleri sınıfta kaldı. Zaten Kuzey ülkelerinin yemek kültürü hiç geniş değildir hele İsveç'in bir elin parmağını geçmek özel yemekleri (hatta bence o kadar bile değil)
     Sonuç olarak şunu söylersem kesinlikle abartmış olmayacağım ; bizim yemeklerimiz  hepsinden çok beğenildi ve bir kere yiyen ilerleyen saatlerde tekrar gelip tekrar yedi. Ayrıca danslarımızla, neşemizle , zengin araç gereçlerimizle en çok eğlenen masa da bizdik:) Zaten Alman bir öğrenci de bu durumu teyit etti [ :) ]
     Masamızı toplarken Çin'li masa komşularımızı da davet ederek  son bir halay halkası oluşturduk.
Şimdi birkaç fotoğraf ekleyip, bugüne dair kalacak olan anılarıma bu yazıyı da eklemiş oluyorum.
Sevgiyle Kalın,
Mcitamurunxi



                         



















     

4 yorum: