17 Ocak 2012 Salı

Sivil Anayasa ve Lazlar


''Gelişigüzel karalanmış bir yazıdır''
         Geçtiğimiz hafta Laz kültür derneği ve Kafkas dernekleri federasyonun ortaklaşa düzenlediği bir ”ortak akıl arama” toplantısına katılmıştım. Orada bulunanlar arasında en genç Laz olarak, Lazca dilini ve kültürünü korumak ve yaşatmak için yapılabilecekler listesine ben de kendi çapımda maddeler ekledim. Bu toplantı sırasında tartışılan ve talep edilen en önemli madde ise tabiki Lazca öğretim talebiydi. Aslında kimse cesurca dile getiremese de Lazca eğitim talebi de akıllardaydı, fakat biz Lazlar tarihimizin ve coğrafyamızın bize miras bıraktığı cesareti ve dikbaşlılığı TC’nin kollarında kaybetmeye mahkum bir halk olarak ( önce çuvaldızı kendimize batırmaktan başlamalı işe) bu tarz ”sivri” taleplerin dile getirilmesinin zamanı ve yeri olmadığını söyledik o toplantıda. Üniversitelerde sadece Lazca dili ve kültürü kürsüsü değil Kafkas dilleri kürsüsünün kurulması talep edildi ancak şöyle bir anekdota da yer verildi bu talep dile getirilirken:
Kafkas dernekleri federasyonu, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde bu kürsünün kurulması için geçtiğimiz senelerde bir girişimde bulunuyor.Fakat ünversite senatosu tarafından bu girişim reddediliyor. Gerekçe çok açık ve net: ” Bölücülük”
Aynı toplantıda Çerkez ve Laz halklarının devlet televizyonunda kanal talebi de gündeme getirildi. Bu tarz talepler bizler gibi dilleri ve kültürleri yok olma tehlikesiyle ciddi derecede yüz yüze olan halklar için can kurtarıcı olarak görülüyor, çünkü devletin kanalında yayın yapmak demek, devletin bizleri var kabul ediyor, varlığımıza ve kültürümüze sahip çıkıyor olması demektir ve bu aynı zamanda biz Lazların en büyük sorunu olan bölgede yaşayan Lazların da bu varoluş mücadelesine desteğinin artması anlamına gelecektir. TRT’ye Lazca başvuru için yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmadı. Daha doğrusu talebimiz reddedildi. Çerkezlere ise verilen cevap manidardı !!! ” Yahu Kürtler için zorunlu olarak yapılmış bir durum var ortada, siz nereden çıktınız böyle, onlar için açtık sadece biz bu yolu” vs vs … Hadi canım yolunuza gidin demişler kısaca yani.
Anlatmak istediğim şudur, bizler gibi Çerkes, Laz, Gürcü, Megrel, Rum vs olmayıp da TC topraklarında yaşayan insanların taşıyamadığı kaygıları taşıyoruz. Çünkü bizler farklı dillere ve kültürlere sahip olup ,bu topraklarda bu devletin çatısı altında yaşama talebi olanlarız. Bu devletin çatısı altında yaşama talebi, bu dvletin bizleri anayasasında ve kamu alanında tanımasıyla karşılık bulmalı ve Anayasa’da türkiyede yaşayan halklar tanımına, bu yaşayan halkların dillerine açıkca yer verilmelidir. Çünkü gördük ki çocuklarımıza lazca isimler vermekle, lazca şarkılar söylemekle vs ile olacak iş değildir bu. Bu topraklar üzerinde 7000 yıldır hiçbir yerden dört nala gelmeden yaşayan bir halkı resmi kayıtlarda göstermeyerek, lazca yer isimlerini Türkçeleştirmeye çalışarak, Lazca yayım yapan dergileri kapatarak ( Ogni) ve daha niceleriyle Lazları yok saymaya çalışmıştır. Fakat ne mutlu ki bana 22 yaşında genç bir Laz olarak, belki de Lazcayı konuşup anlayabilen son nesil laz olarak hala şunu söyleyebiliyorum: Bizler ulus- devletin dar kalıplarına sığamayacak kadar kalabalık ve zenginiz ve ben bu zenginliğin bir parçası olmaktan elbetteki gurur duyuyorum.Ve yine ne mutlu ki bana beni görmezden gelen devletimi ben görüyorum ve yaptıklarını unutmuyorum!
Mçitamurunxi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder